Çeşitli temaslarda bulunmak üzere memleketi Denizli’ye gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler ve Beklentiler’ isimli Denizli Ekonomi Zirvesi’ne katıldı.
Dedeman Park Otel’de gerçekleştirilen programa Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Vali Şükrü Kocatepe, Denizli Milletvekilleri Mehmet Yüksel, Bilal Uçar, Nurcan Dalbudak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, Merkezefendi Kaymakamı Şükrü Görücü, Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tefenlili, Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Süleyman Alata, diğer oda ve birlik başkanları, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda işadamı katıldı.
Zirvede konuşan oda ve birlik başkanlarının Denizli ve Türkiye ekonomisi hakkındaki görüşlerini dikkatle takip eden ve notlar alan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yaptığı konuşmada ilk olarak; Türkiye ekonomisinin çok zor günlerden geçerek bu günlere ulaştığını ve her geçen gün daha iyiye gittiğini ifade etti. Bakan Zeybekci şunları söyledi; “Sizlerle beraber bu memlekette çok şeyler yaşadık. Yüzde 7 bin faizler gördük. Rahmetli Sabancı’nın dediği gibi bir geceden ertesi güne mal varlığımızın yarısını kaybetmiş olarak uyandık. Bu ülkede bankacılık sisteminin bir gecede çökertildiğini gördük. Türkiye'nin en güçlü bankalarının bir günde ortadan kaldırıldığını ve oradan gelen yüklerin ülkeyi ne hale getirdiğini gördük. Yani sadece o Anayasa kitapçığı krizinde bu ülkenin bankaları, emeklilik ve sosyal güvenlik sistemlerine faizin getirdiği yüklere, o günkü paranın maliyetine baktığımız zaman eğer onlar olmamış olsaydı; yani dünyada her şey süt liman iken, dünyada herkes gelişmenin peşinde, herkes büyümenin peşinde iken biz onları yaşamamış olsaydık ne olurdu? O zaman ortaya çıkan rakamlar inanın eyvah dedirten rakamlardı. Ya olmasaydı? Demek ki olacağı varmış, başımıza geleceği varmış diyerek teselli ediyoruz kendimizi. Çünkü hiçbir gerekçesi yoktu. Ama olmadı. Oralardan eğitilerek, oraları görerek geldik bu günlere.” dedi.
Denizli’nin yıllardır hayalini kurduğu Aydın-Denizli- Antalya otoyolu, şehir hastanesi, hızlı tren hattı ve EXPO Ege gibi büyük projelere değinen Bakan Zeybekci konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu. Denizli’de çalışmaları devam eden mevcut projeler için ödeneği beklenen tek bir proje dahi olmadığını, beklenenin sadece zaman olduğunu ifade eden Ekonomi Bakanı Zeybekci; “Denizli sevdasıyla hep aynı hayali görüyor, aynı projeleri konuşuyor ve aynı doğru üzerinde duruyoruz. Hep beraber diyoruz ki Aydın-Antalya otoyolu. Çünkü doğru bir proje. Bununla ilgili iki ayrı noktada sıkıntı var. Bu problemler çözülür çözülmez inşallah bu hayal gerçekleşecek. İzmir EXPO ile ilgili olarak dedik ki gelin bunu farklı yapalım. İzmir tek başına bu rekabette belki yetersiz kalabilir. Gelin bunu Ege olarak yapalım. Yani siz buna Pamukkale’yi, Laodikeia’yı, Aydın’ı, Afrodisyas’ı, Efes'i, Menderes Vadisi’ni, ulaşım yollarını, Manisa'yı eklerseniz zengin olur. Başkalarında olmayan bir dosya, başkalarında olmayan bir proje olmuş olur. 2015 ve 2020 yarışlarının ikisinde de söyledik. 2025 için Ekonomi Bakanlığı olarak ilgili mekanizmalarla görüşmelere başladık. Bölgesel yapılabilecek Expo Ege’yi öyle bir proje olarak düşünün ki; İzmir'den çıktığı zaman Denizli’ye gelmek isteyen insanların 1 saat 15 dakikada geldiği, yaklaşık 1 saat 45 dakikada Pamukkale'ye vardığı, Denizli havzasına pergeli koyduğunuzda yaklaşık 20 kilometrelik mesafede 20 ye yakın antik şehir, sağlık turizmi ile doğanın tabiatın güzelliklerini görerek, aynı zamanda Menderes projeleri ile Menderes'in başka bir boyuta, başka bir havaya geçtiği, yeniden dizayn edildiği, hem tarımda hem de görsel anlamda başka hizmetlerin oluşturulduğu ve ovasında teknik tarım yapıldığı, İzmir’e kadar dünyanın bir sera merkezi haline geldiği, bu coğrafyada yetiştirilen ve enerji itibariyle en büyük avantajlara sahip o seralarda sadece domates biber değil, yüksek katma değerli en pahalı çiçeklerin, en pahalı en teknik meyvelerin yetiştirildiği, bunların günlük, saatlik, her an havalanan uçak seferleri ile kargo seferleri ile dünyaya dağıtıldığı bir EXPO Ege hayali düşünün. İnşallah bu hayalimiz gerçekleşir. Bunun yanında İzmir-Denizli hızlı tren hattı ve İzmir-Denizli-Antalya hem tren hem de otoyol ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız Denizli’ye yaptıkları son iki ziyaretlerinde bunu ifade ettiler. Merak etmeyin. O sözler yerde kalmayacak. Bin 250 yataklı Denizli Şehir Hastanesi ile ilgili olarak da ilana çıktık. Teknik bir hata vardı. Düzeltmesi Pazartesi günü yapıldı. Bir ay içerisinde başvurular alınacak ve sonrasında hızlı bir şekilde süreç devam edecek. Denizlimiz özel hastaneleri, kamu hastaneleri, üniversite hastanesi ve her şeyiyle bölgenin bir sağlık merkezi haline geldi. İnşallah çok hızlı bir şekilde devam edecek. Şundan emin olun ki; şu anda Denizli’nin bütün ilçeleri ile beraber hiç bir projesinde, hiçbir talebinde ‘Efendim ödenek parası yok, projesi yok, planda değil, şu değil bu değil’ diyilerek bekleyen, bekletilen tekbir işimiz yok. Bir tane bile yok. Gerek yerel yönetimler olarak, gerekse merkezi hükümet anlamında bekleyen hiç bir tane işimiz yok. Beklenen sadece zamanın geçmesi. Yani projelerin bitmesi için sadece zaman bekleniyor.” dedi.
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ 3’E BÖLÜNMELİ
Oda başkanlarının ilçelere doğalgaz götürülmesi talebini değerlendiren Bakan Zeybekci, Pamukkale Üniversitesi’nin artık kabuğuna sığmadığını belirterek üçe bölünmesi gerektiğini de ifade etti. Bakan Zeybekci sözlerini şöyle sürdürdü. “İlçelere doğalgaz götürülmesi mevzusu ile ilgili Sarayköy ve Honaz ilçelerimiz kolay görünüyor. İlerleyen zamanlarda Çardak ve Bozkurt’ta da gerçekleşebilir. Buldan ilçesi için bakılabilir ama bunların dışındaki ilçelerle ilgili ne aldatan ne aldatılan olacağız. Eğer o ilçelerimizden ana hat geçiyorsa bu ilçelerin bundan yararlanması düşünülebilir. Hemen yakınındaki yerlere ulaştırılması, avantajlı olan doğalgazın kullanılması o zaman olabilir. Çardak havaalanı meselesinde de inşallah bir şeyler yapacağız. Mevcut havaalanı ile ilgili susma hakkımızı kullanıyoruz. Ama bununla ilgili muhakkak bir şeyler yapılacak. Üniversitemiz konusunda ise Pamukkale Üniversitemizi ne yapmalı ne etmeli ikiye veya üçe bölmeliyiz. Biz bunu defalarca konuştuk ve tartıştık. Pamukkale Üniversitesi şu anda olduğu bu yerde, gelmiş olduğu öğrenci sayısıyla orada asla olmamalı. Artık Pamukkale Üniversitesi’nin şu anki mevcut kampüsünde olması gereken en optimum öğrenci sayısı 27 bin civarıdır. Bugün itibariyle Pamukkale Üniversitemizin nüfusu çalışanları ile birlikte 60 bin civarında. Pamukkale Üniversitesi Türkiye'de sayılı üniversitelerinden bir tanesi oldu. Avrupa’da ve dünyada belli başarılara imza atan üniversite haline geldi. Pamukkale Üniversitesi'ni 3’e bölmemiz lazım. Merkez, Honaz ve Sarayköy bölgeleri itibariyle tıp bilimleri ve tıp bilimleri ile ilgili diğer bölümler, mühendislik bilimleri ve sosyal bilimler diye 3 ayrı alanda Pamukkale Üniversitesi farklı bir yapıya bürünür. Buradan üç tane üniversite çıkar mı ona bakılır. Farklı isimlerde mi olur yoksa aynı üniversite kapsamında mı olur bilimsel ve teknik bir çalışma ile ortaya çıkar.” dedi.
“TÜRKİYE SON 12 YILDA ORTALAMA 5.1 BÜYÜDÜ”
Denizli hakkındaki değerlendirmelerinden sonra Türkiye ve dünya ekonomisiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisinin her geçen gün daha da güçlendiğini belirterek, “800 milyar dolar olan milli geliri, 2 trilyon dolara çıkarmamız lazım. Kişi başına düşen milli geliri de 25 bin dolar seviyesine çıkarma hedefimiz var. İhracatla ilgili hedeflerimiz var. İlk zamanlarda hedeflerimizi açıkladığımızda bu olmaz diyenler bile artık acaba olabilir mi diye düşünmeye başladı. Neden böyle düşünülmeye başlandı? Çünkü gösterilen performans bunu gösteriyor. Türkiye son 12 yılda ortalama yüzde 5.1 oranında büyüdü. Bu büyümeyle de çok dikkat çektik. Büyümeyle, ihracatı artırmamızla önemli yerlere geldik. Büyüme hızı anlamında dünyada ilk 3’teyiz” dedi.
Gelir dağılımı konusuna da değinen Bakan Zeybekci sözlerini şöyle sürdürdü. “AB standartlarına çok hızlı bir şekilde ilerledik. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gelirde 2002 yılında AB vatandaşlarının ortalamasının yüzde 36 seviyesindeydi. Şu anda ise yüzde 55 noktasına geldi. Türkiye çok hızlı bir şekilde toparlıyor. İstihdamda da iyi yerlere geldik. Bakıldığı zaman istihdam hacmi şimdiye kadarki en üst seviyeye çıktı. 2014 yılında işgücü hacmimiz 29 milyon 276 bin. Yani çalışmak istiyorum diyen insan sayısı. 26 milyon 410 bin kişisi şu anda çalışıyor. İstihdamla ilgili çok büyük performans gösterdi. AB 2008 krizinde toplam istihdam sayısında 4 milyon 400 bin kişiyi işten çıkarırken, biz aynı dönemde istihdam sayısını 7 milyon kişi artırarak dünyada birinci olduk. Bu da kesinlikle çok önemli bir başarıdır.”
İhracatın da artmaya devam ettiğini belirten Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci sözlerini şöyle tamamladı: “İhracatımız 152 milyar dolardan 161 milyar dolara çıktı bir yılda. Bu alanda dünyada en başarılı ülkelerden birisi haline geldik. İthalatta da arttı tabi. 2014 yılındaki performansımız tam bizim istediğimiz gibi. Büyüme sağlanırken, ihracat artarken, istihdam artarken, ithalatı düşürmek. Biz bu sefer ilmeği doğru yerden yakaladık. İnşallah bundan sonra da böyle olmaya devam edecek.” dedi.
Konuşmaların ardından program, işadamlarının Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye sordukları sorular ile son buldu.